Hayat dolu, dışa dönük, cıvıl cıvıl, on parmağında on marifet bir kadınla tanıştım… Arkadaşının ‘tiyatro kursu varmış, birlikte gidelim mi’ teklifi üzerine başlayan tiyatro yolculuğu, bugün onun için büyük bir tutkuya, aşka dönüşmüş. Ben de kendisini çok aktif bir kadın olarak etkinliklerde görüyordum ama röportaj sırasında konuştukça kendisinin on parmağından on marifet bir kadın olduğunu anladım… Kim o? Tiyatrocuların Annesi… Yıldız Duyar…

Yıldız hanım sizi tanıyabilir miyiz?

Denizliliyim. 1 oğlum, 2 kızım ve bir kız, bir oğlan da iki torunum var. Eşim emekli asker, ben ev hanımıyım.

İkinci torunumu büyüttükten sonra, evde olmak istemedim. Yapı olarak dışa dönük bir insanım. Müzikle uğraşmaya başladım. Önce bağlamaya gittim, sonra ut çalmaya başladım. Ut çalmak için özel ders aldım. Yeteneğim yoktu ama çok çalıştım. Ben solağım, ut sağ elle çalınıyor ve bana öyle öğretiliyor. Zikri Güven hoca ‘solaksan sağla çalamazsın, beyin onu doğru algılamaz’ dedi. Korolarda çaldım. Sonra sağla çalmakta zorlandığım için belki de ilerletemedim, bıraktım.

Tiyatroya ne zaman başladınız?

12 senedir tiyatro yapıyorum. Emekli Öğretmen arkadaşım bir gün, ‘Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda tiyatro kursu açılmış, birlikte gidelim’ teklifinde bulundu. 4 arkadaş yazıldık tiyatro kursuna. Öyle başladı tiyatro maceram.

Büyükşehir Şehir Tiyatrosu’nda Cevval hoca vardı. Sinan Küçüköz yönetmenimiz geldi sonra. Düğün ya da davul, 3 Taş ve Falcı Kadın’ı oynadım.

Alzheimer Derneği’nde ‘Unutsalar da unutulmayacaklar’ oyununda oynadım.

Kül Kedisi Anhelmus’u ve Geç Kalanlar’da başrol oynadım.

Tiyatroyu sevmek yetmiyor, aşkla yapmak gerek. Ben rollerimi aşkla oynuyor, o coşku taşıyor oynarken, rolümü yaşıyorum. Tiyatro aşkına yemek yakmışlığım var. Haşlamak için bamyayı ocağa koydum, haşlayıp çıkacağım. Önce müzik kursuna sonra da tiyatro provasına gideceğim. Acele ediyorum, ocağı kapatmadan çıkmışım. Ben kursu bitirdim, oradan provaya gittim. Prova bitti, tam kostümümü çıkartıyordum ki aklıma ocağı kapatmadığım aklıma geldi. Hemen taksi tutup eve geldim. Ev duman altı, hemen ocağı kapattım, bütün pencereleri açtım. Evi iyice havalandırdım. Sonra yeniden yemek yaptım.

Sizin çocukluğunuzda var mıydı okullarda tiyatro?

Bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler. İki kızım okurken, onların oyunlarını hazırladım, kıyafetlerini diktim. Oyunlarını ben kendim öğrenip çocuklara öğretiyordum. Ankara’dayken, Çiftetelli öğrettim çocuklara. Halk danslarından kaset doldurttum, sonra figürlere çalışıp öğrendim, sonra da çocuklara öğrettim. Okul aile birliği başkanıydım, öğretecek başka biri yoktu. Çocuklar mutlu olsun diye yaptım.

ŞEHRİN TİYATROYA İLGİSİ ÇOK YOĞUN

Denizlililer tiyatroya ilgi gösteriyor mu?

Denizlililer tiyatroya oldukça ilgili. Biz Büyükşehir Şehir Tiyatrosu’nda Geç Kalanlar’ı 4 senedir kapalı gişe oynuyoruz. Öğrencilerin de ilgisi var. Üniversitenin olması etkili. Merkezefendi Şehit Tiyatrosu olarak ‘Lütfen Kızımla Evlenir Misiniz?’ oyunuyla da kapalı gişe oynuyoruz. Ramazan’da 4 kez sahneledik.

Türk Kadınlar Konseyi Derneği üyeleri olarak ‘Büyük Çocuklarımız’ oyununu sahneledik. Tiyatro ile ilgilenmek güzel bir şey. 15 yaşındaki kız torunum, geçenlerde İngilizce bir oyun sahnelediler. Torunuma ‘ananecim gel sen tiyatrocu ol’ dedim.

Tiyatroda kariyer imkanı var mı?

Konservatuar okuyarak, Devlet Tiyatrocusu olarak güzel bir kariyer olabilir. Denizli’de belediyelerin tiyatroları var. Sanat yönetmeni ve ışıkçı maaş alıyordu ama yakın zamana kadar tiyatrocular almıyordu. Burada profesyonel olarak yapanlar, oyun başı ücret alıyor. Gençler için kariyer ancak konservatuar okuyarak büyük şehirlerde olabilir.

“GECE GÜNDÜZ EZBER YAPTIM”

Yıldız Duyar nasıl bir oyuncu, rolüne nasıl hazırlanıyor?

Tiyatrocu Yıldız denildiğinde beni tanıyorlar. Benden başka yaşlı oyuncu yok. Oyuncuların arasında en büyük benim. Rol arkadaşlarım benden 40 yaş küçük. Başarmak için, onlara yetişmek için çok çalıştım. Bilgisayarımı ve televizyonumu kaldırdım. Gece gündüz ezber yaptım. Çok disiplinliyimdir. Provaya gittiğimde bile vaktinde başlamazsa uyarırım hemen. Tiyatrocu olacaksan disiplin şart, sorumluluk şart. 1,5 ay içinde 2 perdelik oyunun repliklerini ezberledim.

TORUNLARIM BANA ‘İDOLÜMSÜN’ DİYOR

Aileniz ne diyor tiyatro aşkınıza?

Eşim engel olmuyor, ama çok da istemiyor. Oyunlarımı izlemeye gelmeyeceğim diyor ama geliyor. Çocuklarım geliyor izlemeye, söylemeseler de bana hayranlar gibi geliyor. Kanada’daki torunum ‘anane idolümsün’ diyor. Kız torunum da öyle. Onlar öyle deyince çok mutlu oluyorum. Kızlarım bir şey demiyor ama kutluyorlar.

“EL BECERİLERİM OLUNCA HER İŞ OLUYOR”

Geri dönüşümle çok ilgileniyorsunuz. Ne zaman başladınız, neler yapıyorsunuz?

Hep vardı hayatımda. ben dikiş konusunda yetenekliydim. Annem terziydi, nakış işi yapardı. Annem ‘gel sana öğreteyim’ dediğinde makinenin başına geçtim ve ilk işlememi yaptım. Annem ‘sen biliyorsun zaten, öğretmeye gerek yok’ dedi bana. El yatkınlığım varmış, annemi izlerken de öğrenmişim aslında. El becerilerim olunca bu tür işlerde doğal olarak oluyor. Her şeyi yapıyorum. Atıl iplerden sepet, ceviz kabuklarından araba süsü, tüllerden paspas, ağaç kütüklerinden oyma ve vernikle abajur ve süs objeleri yaptım.

“HEPSİ DOĞAL, YENİYİZ YA HİLE YAPMAYI BİLMİYORUZ”

Doğal gıda ürünleri yapıp satıyorsunuz? Bu işlerle ne zaman ilgilenmeye başladınız?

Kızımın zeytin bahçesi var. Onlar şehir dışında olduğu için biz ilgileniyoruz. Bu bahçede birçok meyve ağacı var. Onların meyveleri ziyan olmasın diye reçel yaparak başladım. İlk sene acemilik yaşadım ama sonra sonra öğrendim. Dut ve incir kurutup sattım. İncir cipsi yaptım. Kadın Festivali’nde sattım, incir cipsini benden başka satan yok. Zeytin kuruyorum, zeytin ezmesi yapıyorum. Ürünlerimizin hepsi doğal, hiçbirinde katkı maddesi yok. Hilesiz yapıyoruz, yeniyiz ya hile yapmayı bilmiyoruz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir