Denizli Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Cennet Kasapoğlu, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, kadın cinayetlerini kınayarak bir yere varılamayacağı, cinayetlerin nedenlerinin ortaya koyarak, gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Kasapoğlu, “Ülkemizdeki kadına yönelik şiddeti kınamakla bir yere varamayız. Kadına yönelik şiddetin neden bu kadar çok olduğu, kadın cinayetlerinin her geçen gün neden bu kadar arttığının nedenlerini cesaretle ortaya koymak, çözüm önerilerini de acilen talep etmek gereklidir. Şiddetin esas nedeni cinsiyet ayrımcılığıdır. Toplumlarda ne kadar çok kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı o kadar çok şiddet ve kadın cinayetleri demektir” dedi.

Kadın cinayetlerinin bir başka nedeninin kadının güçsüz bırakılması olduğunu ifade eden Kasapoğlu, “Kadını güçsüz bırakılan bir ülkenin güçsüz kalması kaçınılmazdır. Kadını toplumsal yaşamda dışlayan sadece ev işi, eş ve çocuk bakımıyla sınırlayan bakış açısı da çok yanlıştır. Bizler kadınlara karşı ayrımcılığın kaldırılmasını, eşitliğin yasal temele dayandırılmasını ve uygulamaya geçilmesini istiyoruz. Kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin sorumlusunu yargılanmasını, gereken cezayı almasını ve caydırıcı yasal tedbirlerin acilen artırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

“Şiddetin ve cinayetin mazereti, özrü olmaz”

Cennet Kasapoğlu, şiddetin ve cinayetin mazeretinin ve özrünün olmadığını belirterek, “Kadın cinayetlerinde ve şiddete tahrik indirimi,  iyi hal indirimi ve hafifletici nedenler uygulansın istemiyoruz. Şiddetin, cinayetin mazereti, özrü ve iyi hali de olmaz. Çocuk yaş evlilikleri mutlaka engellenmelidir. Ülkemizde kadını, kız çocuklarını güçsüz bırakan en önemli olgu erken yaş evlilikleridir. Eğitimdeki 4+4+4 modeli kız çocuklarının aleyhine işlemiş ve eğitimden erken ayrılmalarına neden olmuştur. Bu sistem terk edilerek kesintisiz eğitime geçilmelidir. Kadınlara nitelikli eğitim devletin öncelikli görevi olmalıdır” ifadelerini kullandı.  

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğini söyleyen Kasapoğlu, “Unutulmamalıdır ki kadını ‘eşit insan’ olarak gören toplumlar daha medenidir, daha uygardır. ‘Ölmek istemiyorum’ diyen Emine Bulut’tan, üniversite öğrencisi Gül Eda’ya kadar hiçbiri ölmek istemiyordu. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nin de uygulanmasını istiyoruz. CKD olarak kadınları koruyan, Cumhuriyet değerleri olduğunun bilinciyle ve bu sorumluluğu taşıyarak kadın onuruna saygıyı artırmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir