Rahim ağzı kanseri düzenli tarama ve aşılama ile önlenebilen tek kanser türüdür. Tüm dünyada her yıl 500 bin kadında görülen rahim ağzı kanseri, tüm kadın kanserleri içinde memeden sonra en sık görülen ikinci kanser türü.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Nedir?

Rahim ağzı kanseri, ‘serviks ’ denilen rahim ağzında gelişen bir kanser türü. Rahim ağzının yüzeyini oluşturan hücre tabakasının anormal hücrelere dönüşmesiyle ‘ kanser öncülleri ’ (CIN) denilebilecek hücreler ortaya çıkıyor. Kanser öncülleri erken saptanıp tedavi edilmediklerinde rahim ağzı kanserine dönüşebiliyorlar.

Bu değişimden sorumlu olan temel etken, ‘HPV’ olarak bilinen Human Papilloma Virüsü. HPV genital siğillere neden olan bir virüs olarak da biliniyor.

Bu virüs cinsel yolla bulaşıyor.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanserinden Korunma Yolları

  • HPV aşısı yapılsa dahi PAP smear testine devam edilmeli.
  • HPV virüsü riski aşı ile en aza indirilebiliyor. HPV aşısı, virüsün yol açtığı kanserlerden korunmada güvenli ve etkili bir yol.

Ulusal ve uluslararası sağlık kuruluşları HPV kaynaklı kanserlerden korunmak için 11-12 yaş arasındaki tüm erkek ve kızlara iki veya üç doz HPV aşısı yaptırmalarını öneriyor. Eğer daha önce aşı yapılmadıysa, erkekler için 21 yaşına kadar, kadınlar için ise her yaşta HPV aşısı yapılabiliyor.

21-65 yaş arasındaki kadınlarda rutin tarama ile (smear ve gerekirse HPV tarama testi) rahim ağzı kanserini önleyebiliyor.

Rahim ağzı kanserinden korunmak için cinsel yönden aktifseniz her cinsel temasta kondom kullanmanız gerekiyor. Bu, virüs riskini düşürse de, HPV prezervatifin kapsamadığı bölgelere bulaşabiliyor; bu nedenle prezervatifler HPV’ye karşı tamamen koruma sağlamayabiliyor. Karşılıklı bir şekilde tek eşlilik virüsün bulaşma ihtimalini düşürüyor.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rahim ağzı kanserinin ilk belirtileri;

Anormal vajinal kanama ve

Kanlı, sulu akıntı şeklinde ortaya çıkıyor.

Kanamalar; özellikle cinsel ilişki sırasında veya sonrasında görülüyor. Kötü kokulu vajinal akıntı, dizüri (ağrılı idrar yapma), vajinal huzursuzluk hissi de belirtiler arasında sayılıyor.

Tümör, yukarı doğru endometriyal kaviteye (rahim içi boşluk), aşağıda vajinaya ve yanlarda pelvik duvara yayılabiliyor. Mesane ve rektumu doğrudan invaze (işgal) edebilir. Bu yayılımlara bağlı olarak kabızlık, kanlı idrar, fistül ve üretrada tıkanıklık ile idrar borusu genişlemesi veya böbreğin genişlemesi görülebiliyor.

Ayrıca pelvik duvar yayılımına bağlı olarak bacak ağrısı, ödem ortaya çıkabiliyor. Uzak organ metastazları, ekstra pelvik lenf nodu tutulumu, karaciğer, akciğer ve kemikte yayılım şeklinde olabiliyor.

Rahim ağzı kanseri genellikle orta ve ileri yaş kadınlarda görülse de, herhangi bir yaşta ortaya çıkabiliyor.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Risk Faktörleri

Rahim ağzında gelişen hücre değişikliklerine neden olabilecek risk faktörleri şunlar:

  • HPV enfeksiyonu
  • Erken yaşta ilk cinsel ilişki
  • Birden fazla cinsel partner varlığı
  • Düşük sosyoekonomik seviye
  • Erkeğin çok partnerli olması
  • Bilinen anormal PAP smear test sonucu olması
  • Sigara kullanımı
  • Kötü genital hijyen
  • Beslenme eksiklikleri (A, C, E, Folik asit eksikliği)
  • Doğum kontrol hapı kullanımı
  • HIV enfeksiyonu, cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığı
  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Tanı Yöntemleri

İlk bulgu; rutin jinekolojik muayene ve takibi sırasında PAP smear testi uygulanan hastalarda anormal PAP smear sonucu ortaya çıkıyor.

Çünkü erken evre rahim ağzı kanserinin fiziksel muayenede fark edilmeme oranı çok yüksek. Normal şartlarda 20-30 yaş arasındaki kadınlarda HPV görülme olasılığı yüzde 30-50 oranında. Dolayısıyla bu grupta HPV testi yapıldığında hastaların büyük kısmında değerler pozitif çıkıyor ve HPV testinin anlamı kayboluyor.

Bu nedenle de 20-30 yaş arasında, üç yılda bir sadece smear testiyle takip öneriliyor. Sonrasında HPV’nin görülme ihtimali yüzde 7’ye düşüyor.

Dolayısıyla 30 yaşından sonra PAP smear’de yapılan sitolojik incelemeye HPV DNA testi de ekleniyor. Co-test olarak adlandırılan, PAP smear ile yüksek riskli HPV DNA testinin birlikte yapıldığı bu tarama sayesinde gereksiz biyopsi alma ve işlem yapma riski azalıyor. Hastalara daha uzun aralıklarla takip edilme olanağı sunuluyor.

Hastalığın tanısında; hasta anksiyetesini azaltan, inceleme maliyetini düşüren, doğruluk oranını yükselten bu testin sonucu negatif çıkarsa, hastanın bir sonraki takibi beş yıl sonra yapılıyor.

Yalnızca PAP smear’le devam edilmesi halindeyse üç yılda bir test yapılması gerekiyor.

Co-test 30 yaşından itibaren uygulanıyor. Bu test tanı konmasını sağlayan bir tarama yöntemi.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Tedavi Yöntemleri

Rahim ağzı kanserlerinin ilk tedavisinde kullanılan yöntemler, cerrahi ve radyoterapi olarak 2 ana grup altında toplanıyor. Radyoterapi, rahim ağzı kanserinde her evrede kullanılabilen bir tedavi yöntemidir. Erken evre kanserlerde hastalığın yayılımı çok daha az olduğundan cerrahi tedavi ön plana çıkıyor. İleri evrelerde ise öncelikli tedavi biçimi, radyoterapidir. Cerrahi tedavide; yerleşimi rahim ağzı bölgesinde olan primer tümör ve muhtemel yayılım bölgelerinin temizlenmesi hedefleniyor. Cerrahi tedavi tümörün boyutuna göre aşağıda yer alan küçük cerrahi tekniklerden; tüm rahim, rahim ağzı ve lenf bezlerinin alındığı büyük cerrahi tekniklere kadar değişebiliyor.

LEEP (Loop electrosurgical procedure)

Rahim ağzı hücresel değişikliklerin tanı ve tedavisinde çok değerli bir araç. Elektriğin doku üzerindeki kesme ve kanamayı durdurucu etkisinden yararlanan bir yöntemdir.

Kriyoterapi

Hücrelerarası suyu kristalize ederek rahim ağzının yüzey dokusunun zedelenmesi ve hücre ölümüyle sonuçlanan bir yöntemdir.

Lazer tedavisi

Yayılan kanserde tüm lezyonun görülebildiği ve rahim içi küretaj sonucu temiz olan her vakada kullanılabilir.

Konizasyon

Rahim ağzı hücresel değişiklik tedavisinde büyük rol oynayan, rahim ağzından koni şeklinde bir parçanın çıkarıldığı cerrahi yöntemdir.

Bunları Biliyor musunuz?

Bazı HPV türleri kanser yapıyor.

Günümüzde rahim ağzı kanseri gelişiminde HPV enfeksiyonunun bazı yardımcı faktörlerin etkisiyle kansere yol açtığı kabul ediliyor. Tüm rahim ağzı kanserleri yüzde 99.7 oranında HPV DNA’sı içeriyor. Deri ve mukozalarda tespit edilen bu virüsün 200’den fazla tipi bulunuyor ve bunların yüzde 40’ı anüs ve genital epitelyumda görülüyor. En etkili bulaşma yolu ise cinsel ilişki. Son çalışmalar, 15 anogenital HPV tipinin kanser açısından kesin olarak, 3 tipinin de muhtemelen yüksek riskli olduğunu gösteriyor. Bilimsel yayınlarda araştırmacılar, HPV varlığının rahim ağzında kanser gelişimi için gerekli olduğunu vurgularken, yeterli olmadığı konusunda ise birleşiyorlar.

Farklı hastalıklar aynı belirtileri gösterebilir.

Rahim ağzı kanserinde hastalığın klasik belirtilerinin çoğu; vajinal enfeksiyon, uterus miyomları, polipler gibi kanser olmayan benign (selim) durumlarda da görülebiliyor. Dolayısıyla bu belirtilerin hangi hastalığa ait olduğunun bir uzman tarafından belirlenmesi gerekiyor.

Kaynak: www.acibadem.com.tr

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir