Eline dünyaya bir mesaj vermek için imkân verselerdi ne yapmak isterdin?

Öyle bir imkânının hayatta olmayacağını düşünerek “Ne mesajı verebilirim?” diye hayal bile kurmadın sanırım.

Aslında bir elin içine kocaman bir dünya sığıyor farkında değilsin. İnsanlara bilgiyi, yeniliği, hedefleyici fikirleri kısacası hayatını geliştirmeyi öğretme becerisine sahip internet sosyal medyanın çıkmaz sokaklarında sıkışmış durumda.

Sosyal medya öyle bir hal aldı ki akraba çatışmaları, unvan yarışları, terbiyelenmemiş egoların yaşama sevinçleriyle, kahkahalarıyla çınlıyor.

Sosyal medya platformunda hiç olmasa bile günde bir kez bir tanıdığımızın bir başkasına mesajını, nispet cümlelerini, iğneleyici laflarını bazen de öyle cümle kuruşları görürsünüz ki; cümle ayağa kalkıp ulaşması gereken kişiyi dövecekmiş gibi gelir.

Olmadan oldum sananların ego yükselişine tanık olur; bazen de özel hayatlarda kalması gereken tartışmaların sosyal medyaya yansıdığını görür bu duruma ister istemez şahit olursunuz.

Bence bir kişinin özelliği özel hayatının gizliliğiyle başlar.

Sosyal medya kişilere ister istemez bir kimlik oluşturuyor. Bazen gerçek hayatındaki hali apayrı diyeceğimiz kişilerin sosyal medyada ortalığı yıkıp geçtiğini görebiliyoruz.

İyi olan kötü, kötü olan iyi görülebiliyor.

Ancak düşmanlığınız ile kurduğunuz cümlelerdeki nispetlik, kabadayı halleriniz, eğitilmemiş ego yükselişleri, özel hayatınızdaki ÖZEL DURUMLARINIZI sosyal medyaya atmanız size nasıl bir kimlik oluşturur düşünün.

Yaptığınız paylaşımlar sizce mert olduğunuzu gösterebilir ancak teneke içindeki boş ses ile farklı olmayacaktır.

Sevmediğiniz birisine kurduğunuz cümleleri “Görür” düşüncesiyle sosyal medyanızda paylaşıyorsanız demek ki sevmediğin birisini hala sana ait bir alan içinde barındırıyorsun. Kusura bakma ama suçlu sensin.

Hala seninle ilgili bir alanda senin her anına şahit oluyorsa kusura bakma ama suçlu sensin.

Tartışma yaşadığın insanın karşısına geçme cesareti göstermeyip cümlelerini sosyal medyandan yazıp nasıl olsa anlayan anlar düşüncesindeysen kusura bakma ama suçlu sensin.

Paylaşımlar yapabilirsin ancak kötü ruh halinin şahidi bir kişiyken neden yüzlerce kişiye ulaştırasın ki. Emin ol, o paylaşımın sosyal medyada kalmayacak birilerinin yine dedikodu malzemesi olarak gerçek yaşamda şekil bulacaktır.

Ne arkadaşlarını üz ne de düşmanlarını sevindir.

Özelliğin özelinde kalsın.

Güzellikler için harca zamanını.

Bir güzel mesajın önce göl, sonra dere, ardından deniz olmayacağını kim bilebilir ki.

Büşra KURU

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir