Fotoğraf…

Sekiz harf, üç hece, bir sözcük!

Fo-toğ-raf…

Hepsi bu kadar mı?

Nedir? Ne anmala gelir? Kimler ne kadar bilir?

Kimler bilmelidir veya kimlerin bilmesine gerek yoktur.

Ne kadar zamandır bilinir, kullanılır, tarihçesi, kullanım alanları ve saire ve saire…

Herşeyde olduğu gibi fotoğraf alanında da bir tarihçe, bir geçmiş, bir hikaye mutlaka vardır.

Geçmişi çok gerilere giden bir kavram, bir sanat dalı, bir uğraşı alanıdır fotoğraf.

Tarihçesini uzun uzun anlatıp rakamlarla sıkıcı bir yazıya imza atmak hoşuma gitmez.

Bu konuda daha derin, daha detay bilgisi olanlara da saygısızlık etmek istemem.

Tarihçesinde çok farklı görüşlerin olduğu, kimine göre bir icad, kimilerine göre evrim-gelişim-yenilenme süreci ile günümüze gelen fotoğraf artık her alanda çok kolay ve çok fazla kullanılanılır olmuştur.

Çağımızın vazgeçilmezi olarak artık görselin etkileyiciliği bir çok alanda çok şeyin önüne geçmiştir.  

Gelinen bu noktadan alarak Fotoğraf’a dair bir kaç cümle ile düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Fotoğraf; basit anlatımla makine yardımı ile ışığın oluşturduğu görüntünün kaydedilmesi, digital veya baskı olarak  paylaşılması eylemidir.

Ancak bu görüntünün kaydedilmesi her ne kadar makine yapılsa da bir takım bilgileri, deneyimleri, bakış açılarını gerekli kılar. İşte bu bilgiler fotoğrafın altyapısını oluşturur.

Konuyu bilimsele kalıplara sokmadan yine bu güne dönerek devam edersek eğer;

Herkes fotoğraf çekebilir. Herkes fotoğraf paylaşabilir. Herkes fotoğraf makinesi (ucuz, pahalı, amatör veya profesyonel olabilir) veya telefonla çekim yapabilir.

Bunda bir sakınca-sıkıntı da yoktur.

Ancak burada konu; kaydedilen görüntünün fotoğraf olup olmadığıdır.

Zira fotoğraf ile görüntü aynı şey değildir.

Görüntü ne zaman ki basılarak karta geçirilir, paylaşılır o zaman buna fotoğraf anlamı taşır der ustalar. Ben de buna inanlardanım . Tıpkı Fotoğrafa “sanat” demek için çekenin belirli bir bilgiyle ışığı kullanarak görüntüyü yorumlayıp kaydedip sunmasına olan inancım gibi.

Bana göre eğer; bilgi yok, çekenin yorumu yok ise o kopya demektir.

Her ne kadar makine, yani ekipman kullanıldığı için buna sanat denmez düşüncesi varsa (ki buna ben katılmıyorum)  sormak gerekir; diğer plastik sanat dallarında alet edavat kullanlmamakta mıdır? Ressam fırça,  boya, tuval kullanmıyormu, heykeltraş çekiç, keski ve şimdilerde elektrikli matkaplar kullanmıyorlar mı? Bu biraz “yumurta ile  civciv” meselesine doğru gider…

Tekrar güncele getirirsek konuyu: Fotoğraf  sanatsal kaygıyla çekiliyorsa herkesin bildiğinin ötesinde anlam taşır.

Salt görüntü olarak çekilip kullanılıyorsabu  başka anlamdadır.

Burada yanlış anlamaya meydan vermek istemem.

Fotoğraf herkes tarafından çekilebilir. Her tür görüntü kaydedici de kullanılabilir.

Gerek makine gerek telefon ve gerekse diğer araç gereçler.

Günümüz teknolojisi buna olanak sağlamaktadır. Ve bana göre herkes çekebilmelidir.

 Ama fotoğraf sınıf ve statüsüne göre değerlendirilmelidir.

Fotoğraf artık günümüzde her alanda vazgeçilmez olmuştur.

Sosyal yaşamdan, kültürel alanlara, ekonomiden sanat ortamlarına, modadan tıp alanına kadar her alanın vazgeçilmezidir fotoğraf.

Fotoğraf günümüz insanının anı , belge, kayıt amaçlı hatta bilgi ve haberleşme amaçlı konularda başvurduğu bir olgudur.

Medyadan başlayıp sanata kadar uzanan çizgide fotoğraf en etkili araçtır.

Gelişen teknoloji herkesi fotoğrafa itmiş fotoğrafın etkili anlatımcılığı herkesin işini kolaylaştırmış ve toplumun ciddi bir kesimini fotoğrafı kullanır hale getirmiştir.

Bunun tek olumsuz sonucu görüntü ile fotoğrafın ayırt edilemez oluşudur.

Kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler ve teknolojinin hızlı gelişmesine bağlı olarak artık insanlar her ortamda her koşulda görüntü elde eder ve paylaşır olmuştur.

Telefonlarımızdan dünyayı takip ettiğimiz bir dönemde görüntü/fotoğrafın etkisini hiç birimiz inkar edemeyiz.

İnsanlar bu işi sevdi ve kullanıyor ve bunu yapmaktan zevk alıyorlarsa bırakınız kasmadan, kısıtlamadan yapsınlar.

Sanat olarak yapanlar ise zaten bunun ayırdında olanlardır.

Anı ölümsüzleştirmek, zamanı dondurmak, geleceğe bilgi bırakmak için fotoğraf en iyi, en sağlam yöntem ve araçtır.

Gördüğü güzellikleri tekrar görüp anımsamak isteyenler, ilk kez gördüğünü unutmamak için ve güzel anlarını-anılarını başkalarıyla paylaşmak mı kaygınız basın deklanşörlerinize.

Makineniz yoksa telefonlarınız da aynı işi görür….

Unutmamak gerekir ki fotoğraf; bilgi belge ve kanıttır.

Güzellikleri fotoğraflayacağınz günleriniz çok olsun …

Konuk Yazar: Zeki Akakça

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir