Duygular; düşünceler ve davranışlarla ilişkili zihinsel ve fizyolojik bir durumdur. İnsanların birçoğunda duygular ve yemek yeme arasında bağlantı vardır. Duyguların tüketilen yiyeceğin miktarı ve türü üzerindeki etkisi iki farklı kavram ile açıklanabilir. Duygu düzenleyici yeme kavramı; ruh hali kontrollü yeme olarak adlandırılır ve kişinin olumsuz duygularını azaltmak için yemek yediğini anlatır. Duygu uyumlu yeme kavramı ise; olumlu duyguların yeme dürtüsü ve zevkini artırdığını, olumsuz duyguların ise azalttığını ifade eder.

Yapılan çalışmalarda, sürekli duygusal sıkıntı yaşayan bireylerin, özellikle depresyon durumunda, tatlı karbonhidrat/yağ içeriği yüksek besinleri tercih ettikleri görülmüştür. Yeme isteklerinin duygusal yeme davranışı ile ilgili olduğu ve özellikle kadınlarda karbonhidrat tercih edilmesinde; gerginlik, depresyon, yorgunluk, paronoid düşünce ve obsesif-kompulsif düşünceler gibi çeşitli ruh halleri ile birlikte psikiyatrik semptomların etkili olduğu gösterilmiştir.

Menstrüel dönemde hormonlardaki dalgalanmalar tıkınırcasına yeme ve duygusal yeme riskinde artışa yol açar. Progesteron yokluğunda östrojen hormonu, gıda alımını ve duygusal yeme durumunu azaltır. Fakat progesteron hormonundaki artış östrojenin koruyucu etkisini bastırarak tıkınırcasına yeme ve duygusal yeme artışına sebep olabilir. Genellikle can sıkıntısı, depresyon ve tükenmişlik sırasında gıda alımı daha yüksek; korku, gerginlik ve ağrı sırasında daha azdır. Olumlu duygular sırasında sağlıklı yiyecekler tercih edilirken, olumsuz duygular sırasında sağlıksız atıştırmalıkları tüketme eğilimi daha fazla görülür.

Duygusal Yeme Davranışı ve Obezite İlişkisi:

Beslenmenin duygular üzerindeki etkisi çift yönlü bir mekanizmadır. Duygusal yeme; şişmanlık, depresyon, hormonal problemler ve yeme bozukluklarına sebep olur. İlerledikçe daha ciddi metabolik ve psikolojik problemler ortaya çıkarabilir. Duygusal yeme daha ileri boyutta yeme bağımlılığı veya tıkınırcasına yeme bozukluğuna yol açabilir.

Birçok morbid obezite hastasının duygusal beslenme alışkanlıkları vardır. Obezite tedavisinde davranış değişikliği sağlanması önemlidir. Beslenme konusunda davranış değişikliği sağlanan hastaların ağırlık yönetimi çok daha başarılıdır. Bu nedenle obezite tedavisinde sadece beslenme ve diyet programlarının düzenlenmesi değil; hastanın nasıl, neden, ne yediğinin araştırılması oldukça önem taşır. Beslenme davranışının ölçülüp değerlendirilmesi ve buna göre değişimlerde bulunmak çok daha yararlı olacaktır.

Farkındalıkla yeme ve farkındalık meditasyonları duygusal yeme tedavisinde faydalıdır. Duygusal yemeden kurtulmanın en önemli yolu duygusal farkındalığı arttırmak; açlık sinyallerini ve vücudun verdiği tepkileri dinlemek, besin ve duygu günlüğü tutmak ve farkındalıkla beslenmeyi öğrenmektir.

Bunun yanında hastaların düzenli egzersiz yapmasına teşvik edilmesi beyin nörotransmitterlerini dengeleyecek; depresyonu ve duygusal yemeyi azaltacaktır. Beslenme programları hazırlayan diyetisyenin duygusal beslenmeyi önleyen vitamin, mineral, aminoasit içeren besinlerle program hazırlaması veya suplement kullanımı değerlendirmesi yararlı olabilir. Obeziteden korunmada sağlıklı yaşam tarzına sahip olmak için; farkındalıkla beslenme, egzersiz ve kişiye özel dengeli – yeterli beslenme programlarının uygulanması gerçek ve kalıcı değişim için gereklidir.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir