Kim derdi ki, posta nazırı Göreleli Hasan Ali Efendi ve Japon sularında batan Ertuğrul fırkateyni süvarisi Deniz Albay Ali Bey’in torunu gün gelecek Bakan olacak ve bir eğitim sistemine öncülük edek ve o sistem yalnız yurtta değil bir çok ülke de tartışılacak gündem olacak.

İşte o insan, o bilge Hasan Ali Yücel.

Eğitim yaşamını sırasıyla Mekteb-i Osmani, Vefa İdadisi, Cağaloğlu Darülmuallimin-i Ali’ye (yüksek öğretmen okulu) okullarında sürdüren Hasan Ali Yücel, Düşünme-hedef konusunda kendini İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümünde yetiştirdi. Sonrası öğretmenlik.

12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin (Türk Dil Kurumu) kurulmasıyla etimoloji kolu başkanlığına getirilen Hasan Ali Yücel, 1935 yılında İzmir milletvekili olarak meclise girdi ve art arda dört dönem milletvekilliği yaptı.

DÜNYA KLASİKLERİ TÜRKÇE’YE …

28 Aralık 1938’de Hasan Ali Yücel, 2. Celal Bayar hükümetinde millî eğitim bakanlığına getirildi. Üniversite reformu (Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nin kurulması, Yüksek Mühendis Okulu’nun İTÜ’ye dönüştürülmesi ve Ankara Tıp Fakültesi’nin kurulması), Köy Enstitüleri’nin kurulması, dünya klasiklerinin Türkçeye tercüme edilmesi ve ilk resmî ve telifli Türkçe ansiklopedi olan İnönü Ansiklopedisi’nin ön çalışmaları, hep onun bakanlığı döneminde gerçekleşti.

KÖY ENSTİTÜLERİ SÜRECİ…

Devlet Konservatuvarının kurulması (20 Mayıs 1940), Türkiye’nin UNESCO’ya girişi onun çabaları sonucunda olmuştur. Dört yıllık çabaları sonucunda 25 Haziran 1946’da Üniversiteler Yasası çıkartılır. “Bu yasayla, yüksek öğretim kurumlarının Bakanlıkla olan “sıkı bağı” önemli ölçüde gevşetilmiş, mevcut kuruluşlar yapısal bir bütünlüğe kavuşturulmuş, böylece üniversiteye organik bir karakter kazandırılmıştır. Bu yasanın getirdiği bir başka sonuç da, “dışarıdan gerilim” yerine “içeriden denetim”in getirilmiş olmasıdır. Ankara Üniversitesi de bu yasanın sonucu olarak kurulmuştur.”

Oğlu şâir Can Yücel, babası için “Hayatta ben en çok babamı sevdim” başlıklı bir şiir yazmıştır.

DÖNÜŞÜMÜN MİMARI…

Hasan Ali Yücel, Kurtuluş Savaşı mücadelesinden sonra Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş ve gelişiminde eşine az rastlanan toplumsal bir dönüşüm sürecinin önemli mimarıdır.

Hasan Ali Yücel’i anıtlaştıran ise en büyük projesi olan “Köy Enstitüleri”dir. İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte gerçekleştirilen bu projeyle yurdun çeşitli bölgelerinde toplam yirmi bir Köy Enstitüsü açılmış, yapılan bu eğitim devrimi Cumhuriyetin ve çağın en önemli eğitim atılımı olarak tarihe geçmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılırken, “Göreve geldiğim gün ile görevden ayrıldığım şu an arasında öğretici ve öğrencileri birkaç misli artan ve gelişen eğitim ailesine en derin minnet ve hürmet duygularıyla veda etmekten mutluluk duyuyorum” diyen Hasan Ali Yücel’in döneminde, herkesin eşit bir şekilde nitelikli eğitimden yararlanmasını sağlamak devletin temel göreviydi.

MEŞALELER YAKTI

Hasan Ali Yücel, 64 yıl gibi kısa sayılacak yaşamında, insanı şaşırtacak bir enerji ve özveriyle, Yeni Türkiye’nin kültürel gelişiminde, Türkiye halkını aydınlığa götürecek kültürel meşalenin ateşini yakmıştır, bu ilk kıvılcım kültürel yaşamın temelini atma üzerine kuruludur. Hasan Âli Yücel, bir Kültür anıtı olarak, her gerçek aydının belleğinde yer etmiş, soyadı gibi yücelerek adını yaşatmaktadır.

Yeni Türkiye’nin mimarı, Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmak istediklerinin en önemli uygulayıcılarından biri olan Hasan Âli Yücel, bir aydınlanma devrimcisidir. Bunun için de dünya çapındaki devrimcilerin arasında yer alır.

SÖZCÜKLER YETMEZ

İnanıyorum ki, Hasan Âli Yücel’in kişiliğini anlatmak için sözcükler yetmez.  Yaşar Nabi’nin dediği gibi, o, “aklıyla batıda, gönlüyle doğuda bir düşünce adamı”dır. Bir yandan Mevlânâ’yı, öte yandan Alman şairi Goethe’yi aşk derecesinde sevmiştir. Kendisi için oluşturduğu bu sentezin ulus için de en doğru yönelim olduğunu görebilmiştir. Onun bu sentez anlayışı, bütün düşünüş, davranış ve çalışmalarına yansımıştır. .

O öyle bir öğretmendir ki, meslektaşlarının dostu, öğrencilerin arkadaşı, halkın yoldaşıdır.

“Cumhuriyet döneminin bu kuyruklu yıldız gibi parlayıp iz bırakan” kültür adamı ve eğitimcisini, yazdıkları ve yaptıkları ile anmak yetmez, onun düşüncelerini ulusal eğitimimizin temeli haline getirmek zorundayız.

O ASLINDA…

Yücel; çağın tanıklığında sorunlara eleştirel akıl temelinde Aydınlanma düşüncesiyle bakmasını bilmektedir.

Yücel; bugün gerçekleştirmeyi başaramazsak yarınımızı düşünmenin güç olacağından hareketle kendi aklımızı kullanma cesaretini göstermemizi, becerebilmektir.

50 YIL İLERİDE OLURDUK!

Eğer Köy Enstitüleri, gölgesinden korkan kişilerin baskısıyla ve oyçokluğu ile kapatılmamış olsaydı, bugünkü Türkiye’nin görünümü bundan elli yıl sonrasının Türkiyesi olabilirdi.

Bugün “Benim ülküm yurdun cennet olması” diyerek yurt sevgisini her şeyin üstünde tutan Hasan Ali Yücel gibi devlet adamlarına ve bilimin aydınlatıcı gücüne olan ihtiyaç her zamankinden fazladır. Hasan Ali Yücel’i ölümünün yıl dönümünde, sevgi ve minnetle anıyoruz.

Ayşegül ODABAŞIOĞLU – Eğitimci

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir