Uyku, insanın en temel ihtiyacı olup, insanın en gizemli olduğu yer de uykudur. Bebekler doğumla birlikte bazı fizyolojik ihtiyaçla dünyaya gelirler. Bu ihtiyaçlarının başında uyku gelir, bebeğin aktif katkısını gerektirir. Bebeğin, beyindeki öğrenme ve dikkat süreçlerinin gelişiminde de çok önemli yere sahiptir.

Bebeklik, erken çocukluk, okul çağı, ergenlik dönemlerinin tümünde uyku sorunlarına rastlanılmaktadır. Uyku süresi çocuğun yaşına bağlı olarak değişen, bireyden bireye de farklılık gösteren bir durumdur. Bebeklik döneminde uykusuzluk, ilk aylarda olağan bir durumdur. Bazı bebekler az uyurken bazı bebekler ise çok uyurlar. Yeni doğan bebekler zamanlarının  %80’inini uykuda geçirirler. Hem gündüz, hem gece uyudukları için gece uykusu kavramı yoktur. 1 yaştan itibaren gece uykusu kavramı yavaş yavaş oluşmaya başlar ve uyku oranı % 50’ ye kadar da düşebilir.

Ailelerin şikâyetçi olduğu temel konulardan biri de uyku problemleridir. Okul öncesi dönemdeki çocukların uyku saatleri geldiği halde yatmak istemeyen, uyumamak için direnen, anne- babasıyla yatmak isteyen ya da geceleri anne- babasının yatağına giden çocuk sayısı oldukça fazladır. Yapılan araştırmalara göre; çocuklarda uykusuzluğun en önemli nedenleri arasında annenin hamilelik ve loğusalık dönemlerinin stresli ve kaygılı geçmesi çocuklarda uyku kalitesini düşüren en önemli faktörler arasındadır. Diğer faktörler ise; diş çıkarma, kolik sancılar, reflü, uyku apnesi, horlama, otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, astım, ilaç kullanımı, nörolojik problemler, kronik hastalıkları sıralayabiliriz.

Birde bu durumun psikolojik boyutlarını inceleyelim. Çocuklar, kaygı ve korkularını bazen söyleyebilir bazen de ortaya koyamayabilir. Gündüz uyanıkken bu korku ve kaygılar ortaya çıkmayabilir. Kaygı ve korkularını günlük yaşamda bastırabilir, geceleri bu korku kâbusa dönüşebilir. Örneğin; anneden ayrılamama, aşırı baskıcı anne- baba tutumları, kardeş kıskançlığı, anne- baba geçimsizliği, evdeki kavgalar, huzursuzluklar, anne- baba kaybı ya da boşanmaları, uykudan önce izlediği saldırganlık içeren çizgi filmler, yaşına uygun olmayan dizi ve filmler, şiddet içeren bilgisayar oyunları, uyku saatlerinin düzensizliği, anne-babanın uyutma sırasındaki tutarsızlıkları, çocuğun uykusunu olumsuz etkileyen faktörler arasındadır.

 Çocukların sıklıkla ağlayarak zorla yatağına yatırıldığı, yatırıldıktan sonra tekrar kalktığını, uyumadan yatağına geçemediği durumlarda anne- babayla çekişmeli bir ilişki içerisine girdiği gözlenilir. Çocukta ki bu direniş, yatma korkusuna dönüşebilir. Sağlıklı anne- baba ilişkisi sürdürebilmek için, güvenliğini sağlamak amaçlı koruyucu yöntemler ve alışkanlıklar geliştirilebilinir.

Anne-Babalara Öneriler

  • Anne-babayla aynı yatakta yatmaya devam eden çocuklara yeni uyku düzeni sağlanmalıdır. Odasının eşyalarını kendisinin seçmesine fırsat verilmelidir.
  • Çocuğun doğumundan itibaren uykusuyla ilişkilendirilen nesnelere dikkat edilmelidir. (Kulak memesine dokunarak uyuma, saçla oynamak, el tutmak, sallanmak vb) Bunlar alışkanlık haline gelebilir. Bu nesneler olmadığında uyumakta zorlanırlar ya da uyandıklarında bu nesneler olmadan tekrar uykuya dalamazlar.
  • Uyku saatinde yapılan aynı ritüeller tekrarlanmalıdır. (gevşetici, sakinleştirici davranışlar, hikâye okuma, ninni söyleme, hafif müzik dinleme…)
  • Çocukların uyku rutinleri önemlidir. Uyku saatleri konusunda anne-baba kararlı olmalıdır.
  • Çocuğun kolay uykuya dalması için uyku saatinden önce banyo saati yapabilir, her gün temizlik ritüellerini yapmasını sağlayabilirsiniz (diş fırçalama, el, yüz, ayak yıkama).
  • Çocukların uyku yerleri aynı olmalıdır. Uyuduktan sonra yerleri değiştirilmemelidir.
  • Çocuk, uykuya dalmadan önce isterse çok sevdiği oyuncağını da ya da battaniyesini yanına almasına izin verilmelidir.
  • Çocuk odasında, çocuğun dikkatini çekecek, korkutacak objelerin olmamasına dikkat edilmeli, sade ve düzenli olmalıdır.
  • Uykunun kalitesini bozan dış uyaranlara dikkat edilmelidir (ısı, ışık vb).Odasının evin sessiz bölümünde yer almasına dikkat edilmelidir.
  • Çocuk, odasının ışığının açık kalmasını istiyorsa, odasında loş bir ışık olabilir, hol de ışık açık kalabilir. Çocuk odasının kapısı ve sizin kapınız açık kalabilir.
  • Uyku öncesinde,  koşturmalı, güreş gibi yorucu oyunlardan, korku ve şiddet içeren çizgi film ve oyun oynamasına izin verilmemelidir.

  Yukarıda hep birbirini tekrarlayan rutin işlerden, ritiellerden bahsettik. Uyku saatinin geldiğini anlaması ve uyuması için her gün aynı saatte, aynı işleri tekrar etmesi ve etmeniz gerekiyor. Uyku problemlerini çocuğunuz tek başına halledemez. Anne- baba olarak üzerinize düşen görevleri, ritüelleri bıkmadan tekrarlamanız gerekiyor. Bu dönemin ne kadar sürede biteceğini bilmiyoruz. Çocuğunuz gerçekten odasında ki canavarlardan, vampirlerden, görünmez adamlardan, duvarda yürüyen böceklerden korkuyor olabilir. Çocuğunuz gece korkuyla uyanıp size seslendiğinde, odasına hemen gitmeli ve onun yanında olduğunu söyleyip güvende olduğunu hissettirmelisiniz. Bu gibi durumlarda da çocuğunuzla aynı yatağı paylaşmamanız sadece onu sakinleştirip, tekrar uykuya dalana kadar yanında kalmanız gerekiyor.

  Çocuklar kurulu saat gibidir. Her gece aynı saatte uyanırlar. Yataklarından kalkıp doğru anne- babalarının odalarına giderler. Bazen annelerini uyandırırlar ben geldim diye bazen de sessizce yatağa girerler. Her yatağınıza geldiğinde, sabırla onu kendi yatağına geri götürün, ister gece boyunca bir kere, ister beş kere gelsin. Uyuyuncaya kadar odasında kalın, ama onun yatağına yatmayın. Şunu söyleyin; sen uyuyana kadar ben senin yanındayım, sen uyuyunca da bende yatağıma uyumaya gideceğim. Bu konuda kararlı olursanız, onu da her gece size ziyarete gelmekten vazgeçirmiş olursunuz. Sadece bazı ender durumlar da kurallarınızı esnetebilirsiniz (anne ya da baba kaybı ya da boşanma aşamasındaki hassas günlerde).

  Çocuğunuzun huzurlu bir şekilde uykuya dalması için, bebeklik döneminden itibaren ruhsal ve fiziksel olarak rahat olması gerekiyor. Siz, sakin, sabırlı, tutarlı ve en önemlisi de çocuğunuzu güvende hissettirseniz huzurlu ve mutlu bir uyku alışkanlığı kazandırmış olacaksınız. Sevgilerle…

Davranış Bilimci-Oyun Terapisti-Çocuk Gelişimci

Şeyma GAZEZOĞLU BOZBAY

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir